19 Aralık 2010 Pazar

Bir maniniz yoksa... Annemler bu akşam size gelecek

Yazarı bilinmiyor


* Çocuklar doğduğunda telefon başvurusu yapılırdı. ( Telefon sırası 8-10 yılda gelirdi.)

* Telefonun ve radyonun üzerine dantel örtü konurdu.

* Gazocağı ve tel dolabımız vardı. Annem, tıkanan gazocağını, ucunda kılcal tel olan bir aletle açmaya çalışırken habire söylenirdi.

* Banyoda tuhaf bir soba vardı ve tuhaf bir yakacakla ısıtılırdı.

* Banyomuz kurnalıydı, hamam tasımız vardı.

* Plastikleri çıkmadan önce tuvalette takunya bulunur, ve herkesin ayağına olması için en büyük numara seçilirdi.

* Okul kapısında ayva, Şam tatlısı, macun şeker, susamlı şeker , pamuk helva, kestane satılırdı. 5 kuruşa ince bir dilim Şam tatlısı, alırdık.

* İlkokulda ABD yardımı sandviçler ve balıkyağı hapları dağıtılırdı.

* Renkli patiskadan dikilme beli lastikli külotlarımız vardı. Artık yünlerden örülen fanilalara, nazardan korunmamız için muska takarlardı!!

* Okul açılacağı zaman Sümerbank ayakkabıları alınır, çok sevdiğim modeller için de bayram beklemem söylenirdi.

* Bayramlarda, kıyafetlerimiz ve yeni ayakkabılarımız başucumuzda dururdu.Bazılarımız koynuna alır, yatardı.

* Uyduruk oyuncaklarımız vardı. Hatırlı bir kişiden çok güzel bir oyuncak araba veya bebek geldiği zaman, bozulmaması için kaldırılır, bize verilemezdi!! Biz ona o bize bakardık.

*İlkokulda sepet kadar kurdele takardık. Ne kadar kabarık ve büyük olursa o kadar makbuldü. 2 kafa gezerdik!!

* Babalarımızın gömlek yakaları, bizim okul yakalarımız pazar akşamları kolalanırdı.

* Genellikle herkes pazar günleri yıkanırdı!! banyo merasimle yanar, çamaşır değişilirdi!!

* Ecnebi filmlere aydın aileler , Türk filmlerine de fakirler ve eğitimsizler giderdi.

Akşam 18.00 seansı tercih edilirdi.



* Filmler, sokak sokak dolaşan arabalardan bağırarak duyurulur, reklamı yapılırdı.

* Sokaklardan, yoğurtçu, yorgancı, kalaycı, dondurmacı, eskici, bileyci , sülükçü(!!) geçerdi.

* 25 kuruşa Bisiklet kiralar, ''şans kader kısmet talih niyet 5 kuruuş'' diye bağıran ve yuvarlak delikleri kazıtarak ilkel piyango çektiren çocukların peşine Fareli Köyün Kavalcısı gibi takılırdık.

* Herkesin en güzel ve en büyük odası misafir odası olarak ayrılır, kapısı kapatılırdı. Sonra da tüm aile küçük bir odaya tıkılınır, hayat geçirilirdi.

* Radyo en kıymetli eğlencemizdi. Orhan Boran ve Yuki kaçırılmazdı . Uğurlugil ailesindeki Arap Bacı'ya herkes hayrandı.

* Radyo tiyatrosu sayesinde tüm klasikler ezberimize girmişti. Haluk Kurdoğlu, Yıldırım Önal, Semih Sergen ve Işık Yenersu'nun sesine aşıktım. Genellikle Kerim Afşar, Tomris Oğuzalp esas oğlan ve esas kız olurdu.

*TSMüziğini kentliler, THMüziğini de köylüler dinlerdi.

* İlkokulda okuma bayramı, kurdele bilmezdik. Herkes okurdu, kimse de bayram etmezdi.

* Aşı oluncağı zaman tek iğne ile neredeyse koca sınıf bitirilirdi. AİDS henüz çıkmamıştı, eşcinsellik duyulmamıştı.

* İsveçli sarışın güzeller güzeli May Britt ile çirkinler kralı zenci Sammy Davis Jr evlendiğinde yer yerinden oynamıştı.

* Okulda, Kürt ,Türk, Ermeni, Yahudi, köylü, şehirli bilmezdik. Kimse kimseye böyle garip soru sormaz, merak dahi edilmezdi. Sadece Alevi kelimesi fısıldanarak söylenirdi.

*Herhangi bir sebeple götürülen hediye paketini açmak , geleneklerimize aykırıydı ayıptı. Misafir gidince ilk iş onu açmak olurdu.

* Misafirlikte ne kadar aç olursanız olun, ikram tabağındakileri bitirmek de ayıptı. Görgülüler bir lokma mutlaka bırakır, görgüsüzler hepsini yerdi.

*Dondurma mayıs sonunda çıkar, annem temmuza kadar izin vermezdi.

* Sokakta oynarken en sevdiğimiz yiyecek, bir dilim taze ekmek üzerine sana yağı ve toz şekerdi.



* Kaçık çoraplar, çektirilmek için tuhafiyeciye götürülür, ertesi günü alınırdı.

* Külotlu çoraptan önce tüm kadınlar jartiyer kullanır, yaşlılar, baldırlarına lastik takardı.

* 60 lı yıllarda evlenen her genç kızın çeyizinde mutlaka 1 adet baby doll bulunurdu..

* Fotoğraflarda gülmek laubalilikti. Pek çok kişinin düğün resimleri cenaze törenlerini andırırdı. Ağır, vakur ve ciddi olmak önemliydi.

* Annler, vapurda, trende, otobüste rahatlıkla bebek emzirirlerdi.

* Yazlık Sinemalara battaniye ve minderlerle gidilir, çekirdek çitlenirdi. Arada frigo buz satılırdı. Pahalı olduğu için babam almazdı.

* Çarşıda, pazarda anne ve babamızdan bir şey istemek ayıptı. Ancak sorulursa yanıtlardık. Canımız istediği halde çoğunlukla da red ederdik.

*Her gencin en kıymetli eşyası Dual pikaptı. Plak almak için harçlık biriktirirdik.

* Defter-kitap kaplama kağıtları ya kırmızı ya da mavi olurdu.

* Gazete kağıtlarından kese kağıdı yapar, undan yapılmış tutkalla yapıştırırdık.

* 'Bir maniniz yoksa annemler bu akşam size gelecek ' bir teklif değil, bir kararın iletilmesi gibiydi. Bu soruya 'hayır' demek mümkün değildi, adetlerimize göre ayıptı. Önemli bir program varsa (bilet, başka ziyaret vs) derhal iptal edilir, aile telaş yumağına dönerdi.

ne güzelmiş değil mi :)

2 yorum:

özden1958 dedi ki...

i958 karşıyaka doğumluyum .....bu yazıyı içim burkularak okudum birebir aynı yaşamı tatma mutluluğunu yaşayan biri olarak(ki kendi çocuklarıma anlata anlata ezberlettim..)BİR MANİNİZ YOKSA ANNEMLER SİZE GELECEK kitabını aldım zevkle defalarca okudum çünkü benim çocukluğumu.. benim ailemi ..sokak oyunlarımızı ..komşuluklarımızı aynen anlatıyordu ve yazarının genç olduğunu fakat müthiş bir araştırma yaparak yazdığını zannediyorum.BU YAZIYA EKLEMEK İSTEDİĞİM BİRŞEY DE KARŞIYAKANIN ÖZGÜR BÜYÜYEN ÇOCUKLARI OLARAK GECE YARILARINA KADAR EVE GİRMEK BİLMEZDİK KENDİ EVLERİMİZİN ÖNÜNDE MAHALLEMİZDE DELİLER GİBİ KOŞAR BİSİKLETE BİNERDİK GURUPLAR HALİNDE BİSİKLETLERLE BOSTANLIYA SAHİLDEN GİDER GELİRDİK KORKUSUZCA ÇÜNKÜ KORKULACAK HİÇ BİR ŞEY YOKTU ZEKİ MÜREN GÖBEĞİ DENİLEN BATAKLIKLI SAZLIKLI OLAN ŞİMDİKİ MAVİ ŞEHİRİN OLDUĞU YERE KADAR KANTER İÇİNDE GİDERDİK YAN MAHALLELERDEN DE KATILAN BİSİKLET GURUPLARI İLE KOCA BİR ORDU GİBİ DOLAŞIRDIK HERKES BİRBİRİNİ TANIRDI KİM KİMİN KIZI OĞLU KARDEŞİ BİLİNİRDİ VE KİMSE KİMSEYİ RAHATSIZ ETMEZDİ KORKUSUZ ENDİŞESİZ MUTLULUK DOLU ÇOCUKLUK YILLARI ...SAKIPAĞADAN İÇİLEN AYRANLAR DA ÖDÜL GİBİ..BAZEN DE FAYTONLARIN ARKASINA OTURUP KORKMADAN GİTTİĞİ SEMTLERE KADAR BEDAVA HEYECANLI ARABACININ KIRBACINI YEMEDEN EVE DÖNEBİLME BAŞARISI..YADA KİLİSE SOKAĞINA GİDİP KİLİSEYE GİRİP İKİ ÜÇ KİŞİ BİRDEN ÇANLARIN BAĞLI OLDUĞU İPİ GÜCÜMÜZ YETTİĞİNCE ÇEKİP ÇANLARI ÇALIP KAÇMAK PAPAZI BAĞIRTMAK (ÇOĞU ZAMAN ..GENÇ ZAYIF SİYAH ÇERVELİ GÖZLÜKLÜ PAPAZIN BİSİKLETİNE BİNEREK ARKAMIZDAN ÇAMLIK SOKAĞINA KADAR TAKİP ETTİĞİNİ BİZLERİN DE ORMAN FİDANLIĞINA KAÇARAK KAYBOLDUĞUMUZ GÜNLERİ HATIRLIYORUM DA..)MEŞHUR ÖĞLEN UYKULARINDAN KALKILIR İKİNDİ KAPIDAN GEÇEN DONDURMACIMIZ DURSUN (BAŞKASINDAN ALINMAZDI)BEKLENİR ARKASINDAN TURŞU SUYU İÇİN KASELER HAZIRLANIR TURŞUCU ADİL BEKLENİR AKŞAMA DOĞRU DA AKSOY CADDESİNDE AYÇEKİRDEKÇİ ŞÜKRÜ BEKLENİR KRİZE GİRİLİRDİ...SICACIK İRİ GERÇEKTEN ÇİFTE KAVRULMUŞ ..BU YAŞIMA KADAR BİR DAHA ÖYLE AYÇEKİRDEĞİ TADAMADIM..AKŞAMLARIDA MUTLAKA SEMTİMİZİN SİNEMASI RÜYAM SİNEMASINA GİDİLİR SEYRETTİĞİMİZ FİLMLERİ DEFALARCA MAHALLENİN TÜM ÇOCUKLARI GENÇLERİ BİRLİKTE SEYREDERDİK..İKİNDİLERİ KARŞIYAKA İSTASYONUNDAKİ KOKOREÇÇİYİ GALİBA ADI İSMAİL İDİ ..SAAT 6 DA SATIŞA BAŞLASIN DİYE BEKLERDİK O İNCECİK SARILMIŞ İÇİNE KADAR İYİCE PİŞMİŞ ÇITIR VE SULU SADECE KİMYON VE TUZLA YENİLEN O LEZZETİ BİR DAHA BULAMADIM..(ŞİMDİKİLER HER ACAİP KARIŞIMI KOKOREÇ DİYE YİYEBİLİYORLAR ALAKASI YOK..EN İYİSİNİ BİZ YEMİŞTİKK ..BİRDE SİMİT FIRINLARINDA KUMRU ALMAK ARASINA İZMİR TULUMU VE DOMATES KOYARAK YEMEK İNANILMAZ BİR LEZZETTİ..(ŞİMDİ KUMRU DİYE ALAKASI OLAYAN İÇİNE NORMAL SİMİT MAYASI KATKISI BELLİ DEĞİL LEZZETSİZ ŞEYLERİ YİYORLAR)KUMRUNUN MAYASI FARKLI İDİ TATLI MAYADAN YAPILIYORDU REŞADİYE FIRININDA..

Erdal Önal dedi ki...

İstasyondaki kokoreççilerin iri yarı olanı Raif...
Kısa boylu biraz daha rağbet göreni ise Çifte Fırınların yakınında oturan Cemal Aga idi.
O kokoreçlerin tadı benim de belleğimde hala yerini korur....