5 Mart 2009 Perşembe

İÇ... ALİ... İÇ...

1960'lı - 1970'li yıllar Karşıyakasının meşhur bir "İÇ..ALİ..İÇ'" i..vardır...
Herkes tanır Onu...hırpani giyiminden..birbirine girmiş saçından sakalından..Tam tabiri ile
pejmürde bir adamdır...eline fırsat geçtikçe...çeker şarabı...parası olsa..yaşam boyu
ayılmayacak kadar çok içer...Çarşının gülüdür...sevmeyen yoktur...Ali'yi...Ne zaman onu arasanız..Çarşı Camii'nin yanindaki lokantaların çevresinde bulursunuz O'nu..lokantacılara yardım eder karnını da oralarda doyururdu...Kimine göre Midilli'den..Kimine göre de Rodos'tan gelmişti Karşıyaka'ya... Çok iyi rumca konuşurdu...Şarap parası kazanmak için uzun zaman simit sattı...Büyük dertleri olduğunu herkes bilirdi...Ama derdinin ne olduğunu kimse bilmezdi....
Bir Türkan Şoray fanatiği idi...Bunu bilen Karşıyaka'lılar ellerine
geçen Türkan Şoray fotoğraflarını Ali'ye verir....Sonra karşısına geçer....O'nun fotoğrafa bakıp..bakıp...dakikalarca...konuşmasını...Fotoğrafı sinesine basmasını..seyrederdi... Çarşıdaki bütün dükkanlar Onundu sanki...Sabri Amcasının fırınına gider....örneğin gözlerini ay çöreğine dikerse...hemen kendisine..bir ay çöreği ikram edilir....Kaluçların dükkanında neye uzun uzun bakarsa O ikram edilirdi kendisine...Hiç kimseye zararı yoktu...O'nu görenler tanımıyorsa...Görünüşünden Ödü kopup..Bucak bucak kaçarken..
Tanıyanlar...Kadın.. kız.. bile olsa yan yana geçerken O'nunla göz göze gelip..gülümsemeden edemezdi.... Ali'nin en büyük
hobilerinden biri de çiçekti...Hangi bahçede çiçek görse..dayanamaz mutlaka koparır...
Karşısına çıkacak..tanıdık..tanımadık ilk bayana..önünde eğilerek..çiçeği verirdi...
En büyük dostlarından biri de faytonculardı....fırsat buldukça..İstasyonda veya iskelede
faytoncularla uzun..uzun..sohbet ederdi...
O yıllar da Spor-Toto modası alıp yürümüştü....Herkes birbirine 13 tutturursa...
parayı nasıl harcayacağını sorardı.....Eğer bu soru Ali'ye sorulursa.....Cevap hep aynı idi...
-Kırmızı üstü açık chevrolet alıp....Basmaneye gitcem...sonra da faytona kurulup...Bostanlıya gitcem....
Sözünü ettiği kırmızı chevrolet...O yıllarda sünnet çocuklarının bindiği araba idi..
EVEEEET... işte o yıllarda Karşıyakanın böyle bir Alisi vardı....Sürekli içtiğinden
kendisine "İÇ..ALİ..İÇ" adı verilmişti.....
Sanırım 1970'li yıllarda...Şiddetli lodosun Karşıyaka sahilini dövdüğü günlerden
birinde...Dalgalar deniz kenarındaki Ali'yi...aldı götürdü...
Çarşı esnafı karalar bağladı..Ama kimsenin elinden bir şey gelmiyordu....VE....
3 gün sonra Ali'nin cansız bedeni Kulübün önüne vurdu......Herkes, acı haberi alır-almaz Çarşının "Sabri amcası" na koştu...İşte soyadı Kocatoros olan Sabri Amca...
bir daha amcalık yaptı..çarşı esnafına....O'nun direktifi ile O'gün Öğleye doğru Çarşının bütün dükkanları kapatıldı...
Öğle namazını müteakip...
başta esnafın katılımı ile O yılların en görkemli cenaze töreni düzenlendi..Ali'ye....
Cenaze Çarşı Camii'nden alındı....Ali'nin hayal ettiği gibi..üstü açık bir faytonla istasyona kadar taşındı....
Cenaze..istasyonda, faytondan alınıp...Üstü açık chevrolete bindirildi...ve büyük bir
kalabalık ile Soğukkuyu Mezarlığına taşındı....
Ali...toprağa verildikten sonra da...herkes cebinden çıkardığı..
şarap şişesini Ali'nin mezarına boşaltmaya başladı......
İmamın uyarısı ile....işlem durduruldu....Ama kimse mezarın başından ayrılmıyordu.....İmamın ayrılmasından sonra......Herkes bildiğini okudu...ve Galonlar dolusu şarapla...Ali'nin mezarı sulandı......
Aradan 40 yıl geçti....Karşıyakalılar ne Ali'yi unuttu....Ne de O'na düzenlenen
O görkemli cenaze törenini.......

3 yorum:

Unknown dedi ki...

Babamın yorgancı dükkanı çarşıda Yeni caminin altındaydı.. Donanmacı mahallesi muhtarı Halil abi ile yan yana.. Sokağımıza "kanunsuz sokak" derdik 1721 olabilir şimdi net hatırlamıyorum. Musalla taşının yan tarafında Kankardeşim Sefer'in (Elektronikçi)babası Mehmet amca (Yaman) ayakkabı diker, kendi çapında imalat da yapardı.. İç Ali İç, bu civarlarda takılırdı, Köfteci, Erol, Aco, 4 kardeşler, Berber Sami, tenekeci Şenol, babam bir şekilde kollarlardı. Babam Yeşilay Karşıyaka şube başkanı olduğu halde...

Adsız dedi ki...

1724 sokakta doğdum."İç Ali İç" adeta fenomen olmuştu ! Sokağın köşesine gelir,bakar ki kadın-çocuk yok basardı narayı.Herkes tanırdı,severdi.Yorum yazan Fırat Tuna kardeşimin babasının yorgancı dükkanını da çok iyi hatırlıyorum.Çocukluğumuzda o güzelim yorganların altında ısındık.Kanunsuzlar sokağı 1723 idi.Bu arada caminin karşısında berber Kemal'i de unutmayalım.Hepsine Allah rahmet eylesin.Güzel Karşıyakamın güzel insanları.
Serhan Erdemir

Erdal Önal dedi ki...

İÇ ALİ İÇ



''İç Ali iç hayat senindir.

Tam da böyle söylerdi.

Keyfe keder içerken.

Karşıyaka'daki herkesi severdi,

şarabı fon dipleyip çekerken...


Bir çiçek tutuştuğunda elinde

hiç tanımadığı ama

Karşıyakalı bir kadına

''iç Ali iç'' reveransıyla verirdi...


İçindeki isyanlarla sessizce dertleşerek...


Rodos ya da Girit'ten gelerek

hayalindeki üstü açık

kırmızı bir Şevroleye binerek.

Ve küheylan yeleli atlarıyla

bir Faytonda,

Bostanlıya balıkçılarla sohbet kıvamında giderek...


'' İç Ali iç hayat senindir'' diyerek...


Karşıyaka Onundu.

Çarşı salonu

Sahil yatağıydı.

Kendince mutlu

tahmin edilmezcesine dertliydi...


Varsın olsun be

sonuçta Karşıyakalıydı.

Karşıyakadaydı...


Gençliğimin tadına vardığım yıllardı.

''İç Ali iç'' bir kadeh uzağımda

ulaşamayacağım kadar yakınımdaydı...

Hayat bildiğimiz ama

anlayamadığımız gibi akıp gidiyordu.

Ali yine içiyordu.

Tam da ''Hayat Senindir'' derken

farkedemediği dalgalarla dalga geçerken rüzgarlanıp körfeze

dertleriyle helalleşip savruluyordu.

Gözleriyle vedalaşıp

Karşıyakasıyla

bu sefer dönüşsüz

harbiden uçuyordu!...




Soğuktu her şey

tüyler ürpertiyordu...

Rüzgar almış başını Aliyle gidiyor

Ali'yi ''Hayat Senindir'' e götürüyordu...

Sahilde bir yerlerde

geç vakit

körfez kucaklamış ıslak hayallerini

Ali'yi avutuyordu...


Çarşıda duyulduğunda hüzün

kepenkler kapatıldı.


Yeşil- Kırmızı sarmalanmış dostlukla

çarşı Camiinden alındı

çiçekli bir Faytonla istasyon'a kadar taşındı.

Ve Ali istasyonda üstü açık kırmızı bir Şevroleye bindirilerek

uğultusunda Karşıyakanın

soğukkuyu'ya ulaştı.




İmamın uyarmaları boşunaydı artık

toprağına galonlarla şarap bocalandı...




Riyasız, menfaatsiz

sadece İnsanca;

Yani Karşıyaka raconuyla

uğurlandı...







Hala, bir şarap şişesi gezinir durur körfezde

dertli-sevecen-yapayalnız.




Olur a görürseniz

lütfen hafifçe tebessümlenerek mırıldanınız
dua niyetine;




''İÇ ALİ İÇ HAYAT SENİNDİR'' diye...







CAN BAYDİNÇ